DOĞA YÜRÜYÜŞÜMÜZÜN ARDINDAN

Tekirdağ Otizm ve Özel Bireyleri Destekleme Derneği ile Yürüyen Ayaklar Seyahat Bloğunun ortaklaşa düzenlediği ve Marmaram Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi öğrencilerinin, İED WELLNESS Sporcularının, antrenörlerinin katıldığı yürüyüş büyük bir tecrübe, keyif ve mutlulukla sona erdi.
Lütfen bu yürüyüşlerimize katılın. Çocuklar için ne büyük bir tecrübe bilemezsiniz. Koca yürekli adamlar, koca yürekli kadınlar yolumuz iyi ki sizlerle kesişti.
SONSUZ ŞÜKRANLARIMIZI SUNUYORUZ.
Çok teşekkür ederiz Uğur Şimşekkaya, Erdal kocaman, Murat Hatipoğlu, Ali Akgül, Derya Kaymak, Sedef küçükler, Raif Karaseyfioglu
Biz Uğur Şimşekkaya ve Erdal Şimşek önderliğinde yürüyen ayaklarla uzun yıllardır birlikte yürüyoruz. Doğada yalnız başımıza yürüme, zor şartlarda hareket edebilme, karar verebilme becerilerimizi birlikte geliştiriyoruz. Sosyalleşme becerilerimiz her yürüyüş sonu muhteşem gelişim gösteriyor.
İnanılmaz tecrübelerle geri dönüyoruz.
Biz bu sefer tüm ekip KORSAN KOYUNDAYDIK. Uğur bey ve arkadaşları Erdal Kocaman, Murat Hatipoğlu, Ali Akgül, Derya Kaymak, Sedef Küçükler, Raif Karaseyfioglu bu güzergahı daha önce pek çok kez farklı farklı kişilerle eminiz ki yürüdüler. Ama bu sefer çok daha ÖZEL di…..
Yürüyen ayaklar çocuklarımızı ve öğretmenlerini ayrı araçlara, anneleri babaları ayrı araçlara aldılar. Yürüyen ayaklar biliyorlardı ki , anneler koruyucu davranacak, çocuklarına yardım edecek ve bağımsızlaşmaları için gittiğimiz bu yolda bağımsızlaşmalarına farkında olmadan engel olacaklar…
Onlar bize çok güvendi. Daha yoldayken ilk defa bizimle bu yürüyüşlere katılan annemiz ilk molada
- Merak ediyoruz, çocuklar nasıl dediğinde?
Uğur bey - Merak etmeyin ‘’Kusmadı’’ dedi.
Çünkü annemiz sabah hızlıca çorba içirmiş. Ve yolda endişe duymuştu. – Acaba midesi bulanmış mıdır? Kusmuş mudur? Diye.
Uğur bey nasıl bir öngörüsü vardı ki …. Bazı çocukları ve anneleri ilk kez görmesine rağmen hangi çocuk hangi annenin ve o anneler çocuğu hakkında neyi merak ediyor? Neyin endişesini yaşıyor?
Anne daha tam sormamışken…
Uğur bey cevap verdi….
Merak etmeyin KUSMADI……
Muhteşem bir gündü. Mantarlara dokunduk. Muşmula topladık. Tavşan çileği yedik. Böğürtlen dağ çileği tatdık. Ağaçlara sarıldık. Ağaçların yüzeyinin kimi yerde kabuk, kimi yerde yosun ile kaplı olduğunu gördük.

Taşlı parkurlardan geçtik. Yürüyen ayaklar üyeleri sanki her biri bir özel eğitimciydi. Ayağını şuraya bas, şimdi buraya, şimdi de buraya, işte böyle yapabilirsin, harikasın…..
İNANILMAZDI…
Bu zorlu parkuru çocuklarımız nasıl kolay geçti bilemezsiniz. KORSAN KOYUnda soluklandık. Deniz keyfini yaşadık. Dönüş yolu çok zorluydu. Yedek ayakkabı yedek ayakkabı demişlerdi ama… Biz anlamamışız. Derenin içinden su geçirmez ayakkabılarımızla yürüyecekmişiz. Ya da çıplak ayak… Biz vazgeçmeye hazırdık ta… Yürüyen ayaklar izin vermediler. İyi ki onlar bize BİZDEN DAHA FAZLA GÜVENMİŞLER. Ayakkabıları çıkardık. Girdik dereye çıplak ayaklarımızla. Hocalarımıza sonsuz teşekkürler. Bazı çocuklara baktım ki onları omuzlarına almışlar, dereyi geçiriyorlar.
Korku ve tedirginlik mi? Yok yok gerçekten keyfe dönüştü tüm o güzel orman içi dere yürüyüşü.
Çocuklarımız inanılmazdı. Biriside nazlanmaz mı? Biriside mızmızlanmaz mı? Yok….. Her biri muhteşemdi. Çocuklar mutluydu.. Biz mutluyduk. Bizi bu kadar keyifli yürüttükleri için sanırım yürüyen ayaklarda mutluydu. Biliyor musunuz? Biz 10,5 km yürümüşüz. Yaaaa başardık hem de keyif alarak.
Ve sonunda ben tekrar tekrar yürüyen ayaklar ekibine teşekkür ettiğimde….
Biz bir miktar para toplamıştık aramızda, masraflar için. 2 araç tüm gün bizimleydi. Sabah ikram edilen muhteşem sandviçler, çocuklar için sürpriz meyveli yoğurtlar, sucuk ekmek partisi, üzerine elmalı kurabiyeler….. bizim topladığımız paranın bu masrafı karşılamayacağı ortadaydı… Uğur beye dedim ki.
-Yetmeyen kısmı ben karşılayacağım…..
-Yok hocam… O kısım bizim ekibin ikramıdır….. Güzel yürekliler, koca yürekliler tekrar tekrar SONSUZ TEŞEKKÜRLER……
Dr Gülçin Babaoğlu